31 Mayıs 2011 Salı

KARLI KAYIN ORMANINDA [nazım hikmet ran]

KARLI KAYIN ORMANINDA
 
 
Karlı kayın ormanında
yürüyorum geceleyin.
Efkârlıyım, efkârlıyım,
elini ver, nerde elin?
Ayışığı renginde kar,
keçe çizmelerim ağır.
İçimde çalınan ıslık
beni nereye çağırır?
Memleket mi, yıldızlar mı,
gençliğim mi daha uzak?
Kayınların arasında
bir pencere, sarı, sıcak.
Ben ordan geçerken biri :
"Amca, dese, gir içeri."
Girip yerden selâmlasam
hane içindekileri.
Eski takvim hesabıyle
bu sabah başladı bahar.
Geri geldi Memed'ime
yolladığım oyuncaklar.
Kurulmamış zembereği
küskün duruyor kamyonet,
yüzdüremedi leğende
beyaz kotrasını Memet.
Kar tertemiz, kar kabarık,
yürüyorum yumuşacık.
Dün gece on bir buçukta
ölmüş Berut, tanışırdık.
Bende boz bir halısı var
bir de kitabı, imzalı.
Elden ele geçer kitap,
daha yüz yıl yaşar halı.
Yedi tepeli şehrimde
bıraktım gonca gülümü.
Ne ölümden korkmak ayıp,
ne de düşünmek ölümü.
En acayip gücümüzdür,
kahramanlıktır yaşamak :
Öleceğimizi bilip
öleceğimizi mutlak.
Memleket mi, daha uzak,
gençliğim mi, yıldızlar mı?
Bayramoğlu, Bayramoğlu,
ölümden öte köy var mı?
Geceleyin, karlı kayın
ormanında yürüyorum.
Karanlıkta etrafımı
gündüz gibi görüyorum.
Şimdi şurdan saptım mıydı,
şose, tirenyolu, ova.
Yirmi beş kilometreden
pırıl pırıldır Moskova...
 

konuşma (ülkü tamer)

Aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci,
Üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten;
Ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
Hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten.

İyi nişan alırdı kendini asan zenci,
Bira içmez ağlardı, babası değirmenci,
Sizden iyi olmasın, boşanmada birinci...
Çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.

1 Mayıs 2011 Pazar

mehmet`e mektup

Düşün şöyle Mehmet, bir nesli düşün,
Ayni mi, ayri mi benden görüşün,
Gidişinden farkli olmaz dönüşün,

Gurbetten yâr olmaz geleceksiniz,
Şehit de olsaniz döneceksiniz.

Peygamber ocagi kimse seçilmez,
Yârdan da geçilir, ordan geçilmez,
Ondan denmiş; “Türk’e kefen biçilmez”

Şimdi sira sizde, bileceksiniz,
Şehit de olsaniz döneceksiniz.

Anana-babana çeksen de hasret,
Azalmasin artsin sendeki hiddet,
Sözümün özü bu, düşmani mahvet,

Zorluk da zahmet de çekeceksiniz,
Şehit de olsaniz döneceksiniz.

Eger ki çatmişsa Devlet’e kaşi,
Koparacaksiniz kefere başi,
Ve...Koyacaksiniz tekere taşi,

Öldürecek ya da öleceksiniz,
Şehit de olsaniz döneceksiniz.

Sizsiniz şu anda tarih yazacak,
Sizsiniz düşmana mezar kazacak,
Sizsiniz ölünce de yaşayacak,

Ölüm güzel şeymiş, ereceksiniz,
Şehit de olsaniz döneceksiniz.

Ne söylesin ozan, ne desin size,
Siz vatana kurban, bizler de size,
Güç versin Yarabbim, güç versin size,

Sizinleyiz bunu, bileceksiniz,
Şehit de olsaniz döneceksiniz. 



necip fazıl kısakürek